3 Ocak 2014 Cuma

İhanet Sapağı

Sen yokluğunun içinde kendine yaşamsal zevkler üretirken, ben parçaladım içimde kalan tüm varoluşları. Bu yüzdendi en çok sen yaşarken bu hayatı, en çok ben öldürdüm geceleri. Benim de bir hayatım vardı elbet ve onu ayakta tutmaya yetecek olan hayallerim. Seninse sadece günlerin ve gecelerin. Sen yarını hiç düşünmedin sevgilim. Ben geçen her saniye köprüler kurarken sonsuzluğa. Sen her nefes alışında yıkılırdı sonsuzluk düşlerim. Ben hayallerimin görünmez elleriyle inşa ederken toz pembe şehrimi, sen yokluğunu fırlattın her defasında gökyüzüne. Sana açılan pencerelerde hayallerim vardı görmedin. Şimdi can sıkıntını hafifletecek bir arayış içerisindesin. Bugüne kadar hiçbir anı planlamadığın için bilmiyorsun ne yöne gitmen gerektiğini bile. Yıkılan şehrimden kalan tozlar ayaklarının altında ezilirken, öyle mutsuz ve öyle dalgınsın ki sevemem bu halini. Üstelik yakınında bile değilsin artık koparıp attığın düşlerinin. Düşsüzlüğün yayılıyor sevgilim dört bir yana, ayaklarının altında ezilen hayaller şehrimin tozlarına karışıyor. Senin yanında koruyamıyorum en saf halimi. İlk sen başlattın bu ihaneti sevgilim. Hayallerime başka elleri ilk sen bulaştırdın. Oysa ben ilk kez inanmıştım. Hayallerimin görünmez elleriyle bir şehir kurabileceğime, her gün bir başka hayal katıp üzerine güneşle şehrimi ısıtabileceğime inanmıştım. Şimdi bu inançların eşiğinde boğulurken kalbim. Gecelerimi bağışlıyor ihanet sapağına ellerim. Başka bedenlere ulaşıyor bedenim ve her doğan gün aynı acının eşiğinde yavaş yavaş eriyor sensizliğim.

Hiç yorum yok: